Kaleiçi büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3.000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları Antalya'nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtır. 1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle "Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu" tarafından "SİT bölgesi" olarak koruma altına alınmıştır. Turizm Bakanlığı'na "Antalya- Kaleiçi Kompleksi" restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 1984’de FİJET tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir.
Hadrian Kapısı veya Üçkapılar, 130 yılında Roma İmparatoru Hadrianus'un Antalya'yı ziyareti onuruna, kenti çevreleyen sur üzerinde inşa edilmiş anıtsal zafer takı. Her iki cephesinde dörder mermer sütunun bulunduğu üç kemerli kapı ve yanlarında bulunan iki kuleden oluşur. Kapının üst katı günümüze ulaşamamıştır. 1882'de gün yüzüne çıkarılan kapının alt katı ise 1959'da büyük bir restorasyondan geçirilerek aslında uygun hâle getirilmiştir.
Mermerli Plajı, Kaleiçi’nde, yat limanının iki yanında uzanan yüksek traverten kayalıklar arasındaki tek kumsal. Limanın güneyinde yer alan küçük bir girintide yer alan Mermerli Plajı, ismini bir zamanlar limanın güneydoğusundaki yüksek teras üzerinde bulunan Mermerli Köşk’ten alıyor. Kıyısında yat limanı, arkasında sur duvarları ve kuleleri ile Mermerli Plajı, binlerce yıllık bir tarihi mirasa ev sahipliği yapıyor aslında. Sahip olduğu tarihi dokunun yanı sıra, traverten kayalıkların, Antalya Körfezi’nin, Akdeniz’in ve Beydağları’nın ihtişamlı manzarasıyla da oldukça büyüleyici bir atmosferi var Mermerli Plajı’nın. Mermerli Plajı için yerel tarihçiler, 1930’lu yıllarda deniz üzerinde kıyıya yakın bir alanın ahşap paravanlarla çevrilerek, plajın yıkanma yeri olarak kullanıldığını söylüyor.
1901 yılında, Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından II. Abdülhamit şerefine yaptırılmıştır.[1] Tepesinde 1940'li yıllara kadar mevcut bulunan kubbesi, 2022'deki yenileme çalışmalarında yeniden eklenmiştir.
Yazların çok sıcak ve kışların ılık geçtiği Antalya'da eski evlerin yapımında soğuktan çok, güneşi önlemeye ve serinlik sağlamaya önem verilmiştir. Gölgeli taşlıklar ve avlular hava akımını kolaylaştıran özelliklerdir. Depo ve hol görevi yapan girişi ile üç kat üzerine kurulmuştur.
Antalya’nın ilk Türk yapısıdır. Merkezde liman yakınındadır. Üzerindeki yazıta göre Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın yönetimi zamanında (1219-1236) inşa edilmiştir. Tuğla ile örülen gövdesi, sekiz yarım silindirden oluşur. Bu minarenin bitişiğinde bir cami varsa da yıkılmış olmalıdır. Çünkü Minarenin yanındaki Cami daha geç devre, 1372 yılına aittir. Bir Türk Beyliği olan Hamitoğulları zamanında, Tavaşi Balaban adlı bir mimar tarafından yapılmıştır
Antalya’da falezler Konyaaltı’nın hemen bitimindeki varyantla başlamakta ve kayalıkların tekrar denizle birleştiği Karpuzkaldıran’da bitmekte. Burası aslında Antalya’nın merkez ilçesi Muratpaşa sınırları içerisinde kalıyor. Kısaca bu geziyi özetlemek gerekirse, hırçın kayalıklar üzerinde uzanan yemyeşil parklar ve aralarda yapılan deniz molaları denebilir. Konyaaltı’ndan Varyant’a çıkınca en önce durup bir manzaraya bakın! Konyaaltı, Kemer yolu, Beydağları size harika bir manzara sunmakta.
COPYRIGHT © The Little Prince Pension